Page 17 - TUŞBA 2019 PERFORMANS
P. 17
GENEL BİLGİLER
Belediyelerin yönetimine ilişkin olarak 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı Belediye
Kanunu 7.12.2004 tarih ve 5272 sayılı Belediye Kanununun yayımına kadar yürürlüğünü
sürdürmüştür. 5272 sayılı Kanun, halen yürürlükte olan 3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye
Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Belediye yönetiminin temel esaslarını oluşturan 5393
sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamı dışındaki tüm il, ilçe
ve belde belediyelerinde ve 5216 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ilgili Kanuna
aykırı olmamak kaydıyla ilgisine göre büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyelerinde de
uygulanmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanununda Belediye; “belde sakinlerinin mahallî
müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler
tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak
tanımlanmıştır. 2018 yılı itibari ile ülkemizde toplam olarak 1.398 Belediye bulunmaktadır.
Plansız ve hızlı nüfus artışı ve düzensiz ve plansız kentleşme gibi nedenlere bağlı olarak
kentsel alanların denetimsiz olarak hızlı büyümesi, Büyükşehir belediyeleri altında ayrı bir
metropol ilçe belediye örgütlenmesinin kurulmasını gerektirmektedir. Ayrıca geçtiğimiz çeyrek
yüzyılda yaşanan dönüşüme bağlı olarak yerel yönetim birimlerinin görev, yetki ve
sorumlulukları da artırılmıştır. Böylece kentleşme ve uluslararası dinamiklerin şekillendirdiği
küresel siyaset gereği büyük kentlerde giderek önemi ve işlerliği artan büyükşehir belediyeleri
ve büyükşehir belediyelerinin sınırları içerisinde yer alan çeşitli ölçeklere sahip yeni ilçe
belediyeleri kurulmuştur. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa göre, büyükşehir
belediyelerinde iki kademeli metropoliten yönetim sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde ilçe
belediyelerinin tamamının sınırlarını kapsayan ve bu belediyeleri özellikle imar ve bütçe
konusunda denetleyen büyükşehir belediyesinin varlığı, ilçe belediyelerini merkezi yönetim
dışında adeta ikinci bir vesayet makamı ile de tanıştırmıştır.
Genel olarak “özerklik” kavramı, kurumların kendi asli sorumluluklarını ve görevlerini
kamu yararı kapsamında yerine getirmek için bu hizmetlerin ve görevlerin sunumu süreci ile
ilgili temel hususları düzenleme hakkını ifade etmektedir. Başka bir deyişle özerklik, kanunların
çizdiği sınırlar içerisinde bağımsız hareket edebilmeyi anlamlandırmaktadır. Bu bakımdan
“inisiyatif alabilme” ve “dokunulmazlık” özerkliğin dayandığı iki temel kavramdır.